Saturday, May 10, 2008

j'adore vraiment,mais quoi qui quand pourquoi? j'adore...

durup dururken ..
kalp çarpıntıları.. sebepsiz..
iyi kötü belli değil.. heyecan mı taşıyor bu kız ? korkuyor mu? içinden çığlıklar mı geliyor? yoksa en abartı şekliyle ayaklarını kaldırıp koşarak kaçmak mı?
tanımlanamayan duygu çarpıntısı UEP(undefined emotion palpitation)..
uep sizi önce greys anatomy sonra notebook izlemeye mi yönlendirdi? bolca çarpıntıyla beraber, anlamadan mı izlediniz? ya sonrasında?
kendinizi sinatranın kollarına mı attınız ? ah sinatra, ah oldies..! I adore the oldies! ne saçma ? bir yandan dans etme isteği, bir yandan da dizlere kapanıp saatlerce ağlama isteği. karmakarışık olmuşunuz. gülümsüyorsunuz bobby darin- artificial flowers derken, görüyorum, içinizden evet ya hayat ne güzel diyorsunuz. şöyle etekleri sallamak lazım, mutlu mutlu kahkaha atıp dans etmeli.
vic damone amca.. its almost like being in love derken acaba birşeyler mi anlatmaya çalışıyor? gülümserken, içinizden korkular geçebilir, I swear I was falling in love diyebilirsiniz mi diyor?
nina simone- if I should lose you derken, kendinizi filmin içinde mi hissediyorsunuz? boş bi sokak var, eski boş bi sokak.. günün ilk saatleri ve yürüyüş.. hani sanki birazdan gene kelly yağmur altında dansını yapıp şarkısını söyliyecekmiş gibi, ama şuan tek başınıza çarpıntılarınızla başbaşa olarak yürümek var . Simon & Garfunkel – The Sounds of Silence.. ne garip şeyler hissediyorsunuz yürürken, ne kadar garip.
bu gece böyle bitmez ki. hiçbir uyku geçirmez ki bunları.
Frank Sinatra & Count Basie – Please Be Kind. yine o muhteşemötesi sesiyle en güzel cümleleri eden adam..sinatra bambaşka..'cause if you leave me, dear, I know my heart will lose its mind If you love me, please be kind

gitmeden
sinatra as time goes by diyor
haklı..

Blogged with the Flock Browserg

No comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails