Tuesday, September 27, 2011

burayı bazen twitter gibi kullanıyorum biliyorum ama o kadar güzel ki yeni şarkı:
maynarddddddddddd

If you find me, I'll be yours in a heartbeat

eğer bir dizi izlerken üç şarkı duyup bu ne diye soundhound'a sarılıyorsam, izlerken gülümsüyorsam (bazen de ağlıyorsam) o dizi benim için güzeldir.
hart of dixie: sıcak

Friday, September 23, 2011

bir de ilgisiz ama guillaume canet'yi izlemeye doyamıyorum


emma louise- jungle

klibini bilmiyorum ama koşan bir kadın hissi verdi bana bu şarkı

çok güzel bir şarkı demiş miydim?



Thursday, September 22, 2011

ben öylesine bir bloggerım, hiçbir iddası olmayan, birine değil kendime yazan bir bloggerım belki de
iç sesimi susturamıyorum, fena halde geveze bir iç sesim var, sesi de yazıya dönüştüren parmaklarım..
bu iç bi şarkı duydu mu, güzel bir şarkı duydu mu, çırpınmaya başlıyor, tekmeleyerek yaz yaz yaz diyor.

kalp atışımı hızlandıran bir şarkı duyduğum zaman, nasıl mutlu oluyorum ben anlatamam. kalbim sevdiğim adamı duyuyorsa o şarkıda, sözlerin her birini ifade ediyorsam, o an başka hiçbir şey umrumda olmuyor.

şuan hiçbir şey umrumda değil..

Jack Savoretti – Harder Than Easy


If you want you can make me your home..
...
sing me a love song, your my man,
will you always love me the best you can?..



Monday, September 19, 2011

dünkü yazıma ek olarak :
volenti nihil difficile!
 





Sunday, September 18, 2011

bazı günler sabah yatağa yapışıp kalmak istiyor insan, çıkartamasınlar , kimseler rahatsız etmesin ve uykunun konforunda kaybolalım istiyor. O günlerde bu isteği doğuran bir his oluyor içimizde.. bazen kalbin hızlı hızlı atmasına yol açan, bazen nefes almayı zorlaştıran, bazen gözleri kıpkırmızı yapan , bazense sadece susturan içten içe kavuran bi his. o gün o hisle savaşmak için güç gerekiyor, belki birinin zorla kaldıran eli, belki bir söz , belki de sadece organların ta derininden tıkır tıkır bir saatmişcesine çalışan vücudun zorlaması, inancı..
böyle günlerde öyle bir sistem olmalı ki, normalde ihtiyacını duymadığın için görünmeyen, ama o gün bir anda duvarda beliren tam da şöyle bir yazı olmalı:

If I have to, I'll survive it
There is always a way.
When things look like there's no way,
there is a way.
To do the impossible,
to survive the unsurvivable...
There's always a way.


In the face of the impossible,
 inspire...

[bu yüzden greys izlemeyi seviyorum ]

Thursday, September 15, 2011

sevgili bilinçaltım,
senle güzel günlerimiz oldu. bana ne aşklar yaşattın, ne mutlu uykular verdin. ama kuzum nedir bu iki gündür halin?
önceki gece iç savaş çıkartıp beni tankta ateş ederken tutmalar, iç savaşta sınav için kitap aratmalar..
dün gece evin önünde düşen deniz kuvvetleri uçağı , babamın balkondan tırmanarak aşağı inip uçağa gitmesi,
ambulansın telefonunu bulmak için harcadığım enerji ve sonunda uçağın pilotsuz uçak çıkması..
söyle bana sevgili bilinçaltım, ne oldu sana?

xoxo



Wednesday, September 14, 2011

greys den..belki daha önceden de koymuşumdur buraya hatırlamıyorum

"Did you say it?

I love you...
I don't ever want to live without you...

You changed my life...


Did you say it?


Make a plan...

Set a goal...

Work toward it...

But every now and again, look around...

Drink it in.


'cause this is it.


It might all be gone tomorrow."

Wednesday, September 07, 2011

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails