Saturday, November 29, 2008

Çünkü ben kayboldum, geri dönmem imkansız
Hem uzak hem hoyrat senin ülken
Çünkü ben kayboldum, geri dönmem imkansız
Yine de mutluyum

Friday, November 28, 2008

çok komik çok abuk rüyalar gördüğüm bir günün ardından..
llastfmim geçici bir süre offline olduğuna göre bugün accuradio günü..
adamlar kapalıyı bile güzel sunuyorlar insana, canını sıkmadan(We’re sorry, but our database servers are currently overloaded. Please enjoy a quick cup of tea and then try refreshing this page.). ben de iştekilere "we are sorry, but our brain cells are currently damaged. Please enjoy a little bit cognac (mutfakta o var şuan) and then try using this woman after 15 december the last." desem. sonra bütüün gün müzik dinlesemm. n

Tuesday, November 25, 2008

hate my muffins
hate my keyboard to write 3 everywhere
liked a lot kubb-burn again

Saturday, November 15, 2008

really ends..


gittiğim yerlere anı yüklemekten, kişiselleştirmekten hiç hazzetmiyorum aslında ama bazen ister istemez anlar üstlerine yapışıyor masaların. oturduğunuz yerde o güne dönüp, masadaki kadehin içinden bir çok şey içinize dokunup geçiyor. geriye dönüp bakmak zorunda kalıyorsunuz.
dört buçuk ay sonra . pasifikte yerimi aldım ben de dün gece ilk defa. yüklenmemeye çalışılmış da olsa yüklenmiş bir anı hatırlamamak isterken, önce dört buçuk aydır oraya hiç oturmadığımı farkettim, sildim, kadehimi doldurdum. sonra unuttuğum birşey çarptı yüzüme. o anları paylaşırken size dünya iki kişiden oluşuyormuş gibi gelse de, aslında etrafınızda bir çok insan oluyor sizi gören. pasifikin çalışanlarının da buna dahil olduğunu hiç düşünmemiştim nedense ta ki.. garson gelip elleriniz geçmiş diyene kadar.. iyi hatırladınız uzun zamandır gelmemiştim diyebildim ancak..ağlayan bir adam ve kadının görüntüsü çok da umursanmaz bi görüntü değilmiş anladım ki. ondaki sonraki tüm kadehlerde içimdeki özlem vardı.
özlemek boğucu bir eylem..
deus-nothing really ends

Wednesday, November 12, 2008

Tuesday, November 04, 2008

çok stresli bi iş gününden sonra eve gelip biraz saçma dizi izledim ve biraz uyumaya karar verdim. uyanır gibi olduğumda aklımdaki şarkı "mon mec à moi" oldu. neden acaba?!

ayrıca blog yasaklamasının saçmalığından sonra, biraz önce imeem açtım ki o da yasaklanmış.
daha neler artık demeden duramıyorum.

Sunday, November 02, 2008

formula

insanın kendi tvsinde f1 izlemesi ne büyük zevkmiş meğerse.. hele de final yarışını.
ama ama
massa olmalıydı dünya şampiyonu, ki son ana kadar da oluyordu. ama glock'un resmen hamilton'a yol vermesiyle, hamilton oldu. ne kadar gıcık oluyorum o hamilton'a anlatmam. hatta herkes olsaydı hamilton olmasaydı. massanın podyumda ağladığını görmek çok koydu gerçekten.
kimi'cimse maalesef bu sezon uykulardaydı..
of glock of diyorum, ayıp denen birşey var.

bahane mi lazım mazeretimiz mi kalmamış

bir caddede.
caddenin tam ortasında durmuş kız. sanki bir klipteymişcesine iki yanından insanlar hızla akıp geçerken, o tam ortasında sabitlemiş kendini. ne geriye bakabilmiş, ne de yüzünü kaldırıp ileriye.
şimdide çakılıp kalmış.
şimdi nasıl mıymış?
tuhaf.
bir yanından geçenlerin pozitif havasını solurken, diğerinden dönenlerin negatifliğiyle vurulan bir şimdi. geçmişin şimdiye vurmasıyla acıtması, şimdinin gelecekten öcünü alarak tokatlaması. bahaneler ve mazeretler duvarına çarpıp çarpıp dönen düşünceler yumruğu.
şimdinin yemeğinde soğumuş geçmişler, ısıtılmadan tabağa konmuş tadılamadan çöpe gitmiş gelecekler var. peki hiç mi şimdiye ait geleceğe dair bir tatlı yok?

bir gece kız yüzünü kaldırmış, beyninin tüm hücrelerini olduğu yere bırakıp yürümüş. "whatever" diyerek gitmiş, içmiş, gülmüş, kahkaha atmış, dinlemiş hatta zıplamış dans etmiş, mutlu bile hissetmiş olduğu an için.

sonra yeniden uykusuna yatmış.

saat 4 olmuş arıyorsun çaresini hüznün kederin.. gece 4..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails