Sunday, July 13, 2008

Sahil denilince bir çoğunun aklına kum gelirdi, denizgelirdi hatta güneş gelirdi
Güneş yağları , belki kovalar, kumdan kaleler..
Oysa o ikisinin aklındaki sahil bambaşkaydı. Onların sahilinin diğerleriyle tek ortak noktası denizdi. Onlarınki açık düz sakin dibi görünenken, bunlarınki karartılar içindeki dalgalarla çoşan dinginlikten çok uzak ve soğuk bir denizdi.. anlayış farkı dedikleribelki,belki de anlayıştan öte yaşam ve görüş farkı..karamsarlıkla alakası yoktu iki deniz arasındaki farkın..birine öyle güzel gelen diğerine farklı geliyordu. Ilişkisel birşey gibi.
O gece de sahilde buluştular..gecenin tek rengi beyaz şezlonglar, ve birinin yeşil diğerinin kırmızı sweatshirtüydü. Beyaz şezlongları yan yana getirip oturdular, bir şişe şarap vardı yanlarında çoğu zaman olduğu gibi.eskiden kırmızı severdi kadın artık beyaz ister olmuştu, nedendir o bile bilmiyordu- hayat değişiyordu, neden seçimler değişmesindi-
Uzun zaman olmuştu- ya da kadına öyle gelmişti- - iki hafta az mıydı ki-
Müzikleri olsaydı keşke.. bu bir film olsaydı arkadan cosmic call çalardı. Kadının ağzını her açışında çıkmayan sesini bastıran müzik olsaydı keşke ya da erkeğin konuşmuyor oluşunun üstünü örten…”nasılsın” dedi kadın cılız ve titrek bir ses- zaten daha ne olabilirdi ki, güçsüz düşmüştü- “iyiyim” dedi adam “herşey yolunda”
Içinde bir şey vardı sanki kadının ve tek tek üstünden geçilmişti o şeyin.bunu nasıl anlatabilirdi acaba ?
“Ben huzursuzum” diyebildi ancak kadın.
Ne kadar çok yıldız görünüyordu gökyüzünde,hep böyle miydi yoksa gece gittikçe koyulaştığı için mi yıldızlar çoğalmıştı?
“Ben huzurluyum artık” dedi adam

şezlonglarını yanaştırdılar
ikisi de gözyüzüne bakmaya başladılar.. beraber geçirdikleri saatleri düşünedururken zamanın durmasını beklediler.birinin diğerine “ya ben sensiz olmak istiyebilir miyim hiç” dediği anları…


kadın gözyaşlarını sakladı kırmızının arkasına..içine çekti, gözlerini yumdu. Ve “kalbim acıyor”, “nefes alamıyorum böyle” diyemeden sustu kaldı.



El ele tutuştular,ilk seferki gibi.. birbirlerine doğru döndüler . gözlerinin içine baktılar.



Keşke gitmeseydin,keşke gitmek istemeseydin diye kıvranıyordu içten içe kadın. Sadece gitme-seydin diyebildi.. adam onu duymuyordu bile artık


Yanına çekti adam kadını.. hafif sarsarak kadını kolları arasına aldı, kadın küçüldü tüm sevgisini adamın kollarına boşalttı.. birbirlerine sıkıca sarılmış olarak denizi seyrettiler..
Dipole experiment was playing in this moment.


Tamamen güçsüz, çırpınışları duyulmasın diye korkak adımlar attı kadın.. yerinden kalktı, başı döndü, tekrar oturmak istediyse de artık yerinin olmadığını gördü.. ve kendini aldı olduğu yerden, bilmediği yöne doğru devam etti.

Dudaklarının tadları karıştığında, artık herşeyinçok farklı olacağı belliydi..deniz –müzikle beraber- yükselmişti, kıyıya vurur olmuştu delice. Kalktılar, birbirlerine tekrar sarıldılar, adam kadını –kaçırmaktan korkarcasına- sardı , limana doğru yürümeye başladılar.


Adama son kez bakmaya karar verdiğinde kadın, adam çoktan karşı kıyıya gitmişti. Huzurluydu, zor olmamıştı gitmek.

Telefon çaldı.. alarmmış dedi, 6 dk sonra tekrar çalar diyerek kenara aldı yeniden telefonu. O anda gördüğü karışık rüyalar geldi aklına, yorucu bir uykunun ardından güne uyandı..

11 temmuz Cuma 01:05




No comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails