Sunday, September 18, 2011

bazı günler sabah yatağa yapışıp kalmak istiyor insan, çıkartamasınlar , kimseler rahatsız etmesin ve uykunun konforunda kaybolalım istiyor. O günlerde bu isteği doğuran bir his oluyor içimizde.. bazen kalbin hızlı hızlı atmasına yol açan, bazen nefes almayı zorlaştıran, bazen gözleri kıpkırmızı yapan , bazense sadece susturan içten içe kavuran bi his. o gün o hisle savaşmak için güç gerekiyor, belki birinin zorla kaldıran eli, belki bir söz , belki de sadece organların ta derininden tıkır tıkır bir saatmişcesine çalışan vücudun zorlaması, inancı..
böyle günlerde öyle bir sistem olmalı ki, normalde ihtiyacını duymadığın için görünmeyen, ama o gün bir anda duvarda beliren tam da şöyle bir yazı olmalı:

If I have to, I'll survive it
There is always a way.
When things look like there's no way,
there is a way.
To do the impossible,
to survive the unsurvivable...
There's always a way.


In the face of the impossible,
 inspire...

[bu yüzden greys izlemeyi seviyorum ]

No comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails