Saturday, November 15, 2008

really ends..


gittiğim yerlere anı yüklemekten, kişiselleştirmekten hiç hazzetmiyorum aslında ama bazen ister istemez anlar üstlerine yapışıyor masaların. oturduğunuz yerde o güne dönüp, masadaki kadehin içinden bir çok şey içinize dokunup geçiyor. geriye dönüp bakmak zorunda kalıyorsunuz.
dört buçuk ay sonra . pasifikte yerimi aldım ben de dün gece ilk defa. yüklenmemeye çalışılmış da olsa yüklenmiş bir anı hatırlamamak isterken, önce dört buçuk aydır oraya hiç oturmadığımı farkettim, sildim, kadehimi doldurdum. sonra unuttuğum birşey çarptı yüzüme. o anları paylaşırken size dünya iki kişiden oluşuyormuş gibi gelse de, aslında etrafınızda bir çok insan oluyor sizi gören. pasifikin çalışanlarının da buna dahil olduğunu hiç düşünmemiştim nedense ta ki.. garson gelip elleriniz geçmiş diyene kadar.. iyi hatırladınız uzun zamandır gelmemiştim diyebildim ancak..ağlayan bir adam ve kadının görüntüsü çok da umursanmaz bi görüntü değilmiş anladım ki. ondaki sonraki tüm kadehlerde içimdeki özlem vardı.
özlemek boğucu bir eylem..
deus-nothing really ends

4 comments:

Bodrum Bakery said...

güzel yazmışsın...
ben de hissettim geçen gün aynı şeyleri. gittim. şarabımı söyledim. sorun yoktu yine kimseyi görmüyordum. ta ki garson gelip "siz geçen sene de bu zamanlarda bir akşamüstü gelmiştiniz" diyene kadar. "ama o zaman kırmızı istemiştiniz"...
bilmiorum istediklerimiz gerçekten değişiyor mu? ama evet özlemek çok boğucu bir eylem.
"abandonment issues" diyebilirim kendi adıma.

mikishep said...

abandonment issues.. güzelmiş
garsonların feci bi hafızası var sanırım.

Bodrum Bakery said...

ya da biz dikkat çekioruz şekerim :)

gül gül... :p

mikishep said...

:)
o zmn
mi's refering to mor ve otesi "gül kendine"

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails