ben editors özledim.
geçen sene de bir ara böyle tutturmuştum "editors konseri istiyorum beeen" diye, bugün de editors ım geldi resmen.
bi de duydum ki yeni single çıkmış papillon diye, daha bir şenlendi gönlüm. bi de gelseler tekrardan, ah bi de gelseler kapımı çalıp "mi sana geldim" deseler:)

Altınoluk'ta uyuyarak geçirilmiş 3 gün
peb'in yazlığında -kısa ama iyi gelen- 1,5 gün
bütün yazın tatil toplamı budur hala. bayramı bekliyorum deli gibi 24 gün kaldı, sonra 9 gün boyunca hiçbir şey düşünmeden yatacağım, gezeceğim, kitap-deniz-muhabbet üçlüsünde kafamı dinlendireceğim. o kadar ihtiyacım var ki buna. yoksa seyreyleyin kışın buraların gümbürtüsünü..

dizilerimi özledim bi de, artık Eylül gelse de başlasalar, kafamı boşaltsam izlerken.

zaten en çok Eylül severim ben. ne de olsa Eylül çocuğuyum
hem hava ılınır, nefes almaya başlarsın, hem yağmur yağar -ama en güzel yağmur- , keyiflidir işte. inanıyorum bu Eylül hepsinden güzel olacak. içinde hem tatil, hem sevdicek, hem de diziler var.
bu arada yalnız yaşamanın 1.yılını da dolduruyor olucam 11 Eylül'de.

hadi gelsin artık, bekliyorum sabırsızca

ps: puzzle bitti, bi de yapıştırıp çerçevelemeyi başarsam bi kez..

anladım ki büyümüşüz.

mayıs sonunda üniversitedeki en yakın arkadaşımının nikahıyla başladı her şey. sonra facebook denen fotoğraf albümüne teker teker düğün nişan fotoğrafları dökülmeye başladı. onun gelinliği nasıl olmuş, şunun damatlığı da şöyleymiş diye bütün yaz konuştuk. herkes en az bir arkadaşının düğününe/nikahına katıldı.
bugün itibariyle anladım ki büyümüşüz. çok garip bir duygu arkadaşların evlenmeye başlıyor olması. shep'te bile evlilik sözleri dönmeye başladı.
sanırım shepten biri evlendiği gün, asıl o gün çok garip bir duygu olacak.

bakalım..

haftasonunu da katarsak 5 gün işe gelmeyeceğim, o kadar mutluyum ki

tiffanys..

yorucu bir iş gününün ardından en güzeli ..

Benim bugün canım sabaha kadar oturup elimde çayım dizi izlemek istiyor. hatta mümkünse izlemediğm 24 bölümleri olsun onları izliyim heyecan içinde.
hadi 8.sezon başlasın artık

Çok erkenden başladı bugün. sabah 6 sularında uyanıyorum iki perşembedir, şikayetim var diyemem. güne erken başlamak çok güzel oluyor aslında, sonrasında iş saatleri çok uzun gelse de.
sabah ilk vapura binme deneyimini yaşadım hatta bu sabah, kimsecikler olmuyormuş sabahın 6:45inde..keşke makinem yanımda olsaydı dedim. bir dahaki sefere artık

hiç sevmem dediğim björk e takıldım dünden beri iki şarkı arasında dönüp dönüp duruyorum. cumartesi günü şaraplarımızı içerken dj imizden gelen jóga ile hatırladım, sonra da tesadüfen antony and the johnsons'ın antony si ile düeti full flame of desire 'ı dinledim. ikisi arasında dönüyor playlist sürekli. bir de bir fotoğraf var tatlı amca ve kaplumbağa yeğeni..
11:11..

herkes sürekli tatile çıkıyor. bayrama daha çok var ve ben çok yoruldum, canım hiç ama hiç iş yapmak istemiyor, hele de bugün.

yok artık

Sanırım yukardaki benle dalga geçiyor
Hatta sanırım değil kesin geçiyor!
Herkes birbirini tanıyor olmamalı ya, hep aynı topluluğun içinde mi dönüp duruyoruz anlamıyorum ki.
Bir kabusun içinde yaşadığıma inanıyorum